Anksiyete Bozukluğu Türleri ve Tedavisi

Psikoloji literatüründe anksiyete bozukluğu adı altında tanınan hastalık grubu toplum tarafından kaygı bozuklukları olarak bilinir. Çeşitli semptomlar eşliğinde kendini gösteren kaygı bozuklukları büyük çoğunlukla ödünleme adı verilen davranışlarla birlikte görülür. Tedavisi için çoğu kez psikolog desteği alınması gerekir.

Farklı türleri olmakla birlikte anksiyete bozuklukları, içerdiği yoğun kaygı sebebiyle insanların tek başına baş edemediği bir sorun olarak karşımıza çıkar. İçinde bulunduğu psikolojik bozukluk grubu ise ödünleme davranışlarıyla eş zamanlı olarak gelişir. Ödünleme; kaygıya yol açan duruma karşılık olarak rahatlama yolunda geliştirilen davranış grupları olarak tanımlanabilir.

Anksiyete Bozukluğu Nedir?

Anksiyete Bozukluğu Nedir

Formel bir tanım yapılması gerekirse anksiyete bozukluğu; bireyin yaşadığı yoğun kaygıların diğer duygu, düşünce ve davranışlarını etkilediği psikolojik bir rahatsızlık grubu olarak tanımlanabilir. Bu bilgiden hareketle kaygı bozukluklarının genel hayatı olumsu etkilediği anlaşılabilir.

Çok yaygın olarak bilinen fobiler ve panik atak gibi bozukluklar anksiyete bozuklukları grubundaki hastalıklardır. Bunlardan çok daha geniş bir hastalık çerçevesinin de bu kapsamda olduğunu belirtmekte fayda vardır.

Takıntı hastalıkları olan bilinen obsesyonlar da anksiyete bozukluğu sınıfında değerlendirilirler. Bunların tamamı psikolojideki nevrotik bozukluklar kategorisinde değerlendirilir. Yani bu hastalıklara sahip kişiler, hasta olduğunun farkındadırlar. Bu da elbette tedaviyi kolaylaştıran önemli bir etkendir.

Anksiyete Bozukluğu Türleri

İnsanların hayatında çeşitli olumsuzluklara yol açan anksiyete bozukluğu, oldukça geniş bir kavramı ifade eder. İçinde çok sayıda ve farklı hastalık tipini barındırır. Bu sebeple de anksiyete bozukluklarının türlerinin bilinmesi bu gruptaki rahatsızlıkları tanımak açısından önemlidir. Fobiler

  • Panik Bozukluk (Panik Atak)
  • Fobiler
  • Obsesif Kompülsif Bozukluk (Takıntı hastalığı)
  • Sosyal Anksiyete Bozukluğu
  • Ayrılık Anksiyetesi
  • Yaygın Anksiyete Bozukluğu

Şimdi bu hastalıkları kısaca tanıyarak insan yaşamını nasıl etkilediğini ifade etmek gerekir. Böylelikle anksiyete bozukluğu türlerine karşı nasıl önlem alınması gerektiği de kabaca ortaya çıkacaktır.

Panik Bozukluk: Halk arasında panik atak olarak bilinir. Kişinin çeşitli sebeplerle kaygılanarak nöbetler geçirmesi şeklinde görülür. Genellikle kalp çarpıntısı, nefes alıp vermede güçlük gibi belirtilerle kendini gösterir.

Fobiler: Yine toplumlar tarafından oldukça tanınan bir hastalıktır. Bir olay veya duruma karşı mantık dışı korkular beslemek olarak tanımlanır. En yaygın görülenleri kapalı alan korkusu (klostrofobi), açık alan korkusu (agorafobi) veya yükseklik korkusu olarak ifade edilebilir.

Obsesif Kompülsif Bozukluk (OKB): Toplum tarafından takıntı hastalığı olarak tanınır. En bilinen türü temizlik takıntıları olsa da oldukça geniş bir yelpazesi olduğu belirtilmelidir. Sayma, biriktirme, simetri gibi çok sayıda alt türü bulunur. İnsanların sahip olduğu obsesyonlar (takıntılar) sonucunda sergilediği kompülsiyon (ödünleme) davranışlarıyla birlikte görülür.

Sosyal Anksiyete Bozukluğu: İsminden de anlaşılacağı üzere bireyin sosyal ortamlarda yaşadığı kaygıyı ifade eder. Çoğu vakada özgüven eksikliği ve içe kapanık kişiliğe sahip kişilerde görülür. Toplum önünde konuşma, yabancılarla iletişime geçme gibi durumlarda ciddi kaygılanma yaşarlar.

Ayrılık Anksiyetesi: Buradaki ayrılık öznesi bir kişi, mekan veya durum olabilir. Ayrılık duygusunun verdiği kaygıyla mücadele edemeyen kişiler bu tanıyı alır. İnsanlara veya durumlara bağlandıktan sonra ayrılma kaygılarıyla mantıksal olmayan davranışlarda bulunabilirler.

Yaygın Anksiyete Bozukluğu: Sayılan grupların hiçbirine tam olarak girmeyen ancak buna rağmen belirgin bir anksiyete düzeyine sahip kişiler için bu teşhis kullanılır. Bazen birden fazla kaygı bozukluğu türünün birlikte görülmesi de söz konusu olabilir.

Anksiyete Bozukluğu Belirtileri

Anksiyete bozukluklarının türlerinden bahsederken her insan kendinden bir şeyler bulabilir. Burada psikolog veya psikiyatr tarafından yapılan değerlendirmelerde ölçüt alınan bazı kıstaslar vardır. Bir takım belirti gruplarının belli sıklıklarda görülmesi gerekir. Bununla birlikte kişinin yaşadığı kaygı düzeyinin günlük hayatına doğrudan etki etmesi, teşhis konulması için oldukça önemlidir.

Basit bir örnek verilerek bu durum izah edilebilir. Köpeklere karşı fobisi olan bir insan düşünelim,  üniversite sınavına girmek üzere olan bir genç ve okulun kapısında bir köpek olduğunu hayal edelim. Köpekten korkan bir insan başkalarının yardımıyla, yolunu değiştirerek vb. yollarla binaya girmeyi deneyecektir. Oysa fobisi olan bir insan; içeride ne kadar önemli bir olay veya durum olursa olsun o fobisiyle yüzleşmeyecek ve içeriye girmek için çabalamayacaktır.

Tüm anksiyete bozukluğu türleri için bu değerlendirmeyi yapmak gerekir. Bununla birlikte görülen belirtiler de yaşanan anksiyetenin türüne göre şekillenebilir. Yine de sık görülen belirti grupları:

  • Nefes alıp vermede güçlük
  • Terleme
  • Kalp çarpıntıları
  • Mantıksal düşünme yetisinin kaybolması (anksiyeteye sebep olan durum var olduğunda)
  • Kaygısıyla yüzleşmekten kaçınma
  • Rutinlerine bağlı kalma isteği (yeni şeyler denemekten kaçınma)

Tüm bu belirtilere ek olarak bireyin yaşadığı anksiyete bozukluğunun türüne göre bir dizi ek belirti görülmesi mümkün olabilir.

Anksiyete Bozukluğu Zararları

Birer psikolojik bozukluk olan anksiyete bozuklukları her şeyden önce insanın günlük yaşamını doğrudan olumsuz etkiler. Okul, iş ve aile hayatında önemli sorunların kaynağı haline gelir. Henüz patolojik (hastalık tanımına) bir boyuta dönüşmeden önce kişi tarafından fark edilen anksiyetelerin iyileştirilmesi görece daha kolaydır. Öte yandan kişinin sürekli kaçınmayı tercih ettiği anksiyete bozukluğu ise hayatının pek çok alanında aksaklıklara neden olur.

Anksiyete Bozukluğu Tedavisi

Çoğu vakada psikiyatrik destek gerektiren anksiyete bozukluğu tedavisi, psikolog terapileriyle desteklenmelidir. Bu hastalığa sahip insanlar her ne kadar nevrotik, yani hastalığının farkında olsalar da tedaviye başlamaya karar vermek oldukça büyük bir adımdır. Zaten kaygılı olan bu bireyler için herhangi bir psikoterapi veya ilaç tedavisi yeni bir kaygı kaynağı olabilir.

Bu sebeplerle kişilerin terapi sürecine ikna edilmesi gerekir. Bunu sağlayacak olan da ailesi ve yakın sosyal çevresi olacaktır. İlk görüşmeye gelen danışana, psikolog tarafından verilen telkin ve yönergeler sayesinde tedaviye katılımı sağlanabilir. Ayrıca terapi desteği yeterli görülmezse ilaç tedavisi için psikiyatri kliniklerine de yönlendirme yapılır.

Anksiyete bozukluğu tedavisinde çeşitli terapi yöntemleri kullanılabilir. En yaygınları arasında:

  • Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT)
  • Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme Terapisi (EMDR)
  • Hipnoterapi
  • Sistematik Duyarsızlaştırma
  • Kabul ve Kararlılık Terapisi

bulunur.

YouTube video

Sıkça Sorulan Sorular

Anksiyete (kaygı) bozukluklarıyla ilgili en sık sorulan sorular aşağıdaki şekildedir.

Anksiyete Bozukluğu Nasıl Geçer?

Anksiyete bozukluğunun tedavisi çoğunlukla psikiyatrik ilaçlar ve psikoterapi yöntemleriyle mümkündür.

Yaygın Anksiyete Bozukluğuna Kesin Çözüm

Yaygın anksiyete bozukluğuna sahip kişilerin iyileşme için profesyonel yardım alması gerekir.

Anksiyetesi Olanlara Söylenmemesi Gerekenler

Anksiyete bozukluğu rahatsızlığı olan kişilere söylenmemesi gereken kalıp ifadeler vardır. Bunlar arasında “takma kafana”, “rahat ol”, “stres yapmana gerek yok”, “saçmalama” gibi ifadeler bulunur. Unutulmamalıdır ki bu kişiler psikolojik bir hastalığa sahiptir ve bu kaygıları mantıksız gibi görünse de bireyin elinde olmayan endişelerdir.

Uzm. Psk. Muhammet Yıldırım

Yetişkin ve ergen psikolojisi alanında 16+ yıl Psikoterapi tecrübesine sahip, insan doğasını anlamaya odaklı, kendi terapi sürecinden geçmiş bir Uzman Psikolog.

İlgili Makaleler

3 Yorum

    1. İleri boyutlara ulaşan anksiyete bozuklukları, bireyin sosyal, ekonomik ve ruhsal yaşantısını; hem kendisi hem de çevresindekiler için çekilmez hale getirebilir. Çok yaygın olmamakla birlikte, intiharla sonuçlanması da mümkündür.

  1. Etrafımdaki herkesin öleceğini düşünüyorum. Sanki bu hayatta tek kalacağımdan korkuyorum. Sevdiklerimin ölümünü düşünmekten ya da olayları en ince ayrıntısına kadar düşünmekten çok yoruldum hocam

Bir yanıt yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir